Kentsel Mobilitede Yaşanan Sorunlar
Bir kentte yaşayan insanların günlük olarak gerçekleştirdiği seyahatlerin tamamı ve bu seyahatlerle ilgili yöntemler ve koşullar (ulaşım modu tercihi, seyahat uzunluğu ve süresi vb.) kentsel mobiliteyi tanımlar. Kentsel mobiliteyi oluşturan seyahat türleri temelde; özel taşıtla yapılan seyahatler, toplu taşıma ve yük taşımacılığı (kentsel lojistik) olarak ayrılabilir.
Kentsel alanların hızlı bir şekilde büyüdüğü ülkemizde, kentsel nüfus ve buna bağlı olarak seyahat talebi de artış göstermektedir. Bu talebi sağlayacak gerekli ulaşım altyapısı ve hizmetlerinin bulunmaması mobiliteyi olumsuz yönde etkiler. TomTom’un yayınladığı 2019 yılı Trafik İndeksi verilerine göre, 416 şehrin yer aldığı değerlendirmede İstanbul 9. sırada yer alıyor. Ankara’nın 100., İzmir’in 134. sırada yer aldığı listede Türkiye’den toplam 10 şehir bulunuyor.
Yerel yönetimler özel ve toplu taşıma ile ilgili yatırımlarını yaparken, gelişen teknoloji ile beraber özel girişimcilerin başlattığı uygulamalar da yaygınlık kazanıyor. Bir dönem ülkemizde de gündemde olan Uber, Lyft gibi araç/yolculuk paylaşım sistemleri taksi hizmetine yeni bir boyut kazandırırken, tüm dünyada paylaşımlı bisiklet ve paylaşımlı scooter ile mikromobilite çözümleri yaygınlaşıyor. Özel girişimlerin uygulamaya sunduğu hizmetler, kamusal alanlarda çeşitli tartışmalara neden olmakta ve ilgili kamu kurumları bu hizmetlerle ilgili gerekli regülasyonlar için adım atmış durumda. Tüm bu gelişmeler, yakın gelecekte kentsel mobilite çözümleri için kullanıcılara daha fazla seçeneğin sunulabileceğini gösteriyor.
MaaS’ın Ortaya Çıkışı
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın yayınladığı Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Strateji Belgesi ve 2020-2023 Eylem Planı’nda Mobility as a Service (MaaS), Bir Servis Olarak Hareketlilik başlığıyla ilk kez yerini aldı (Şekil 1). 2006 yılında Finlandiyalı Sampo Hietanen tarafından ortaya atılan fikir, 2016 yılında kurucusu olduğu MaaS Global firmasının Whim uygulamasıyla Helsinki’de hayata geçirildi.
Şekil 1: MaaS mimarisi
MaaS; otobüs, metro, tramvay gibi toplu taşıma hizmetleri ile beraber, araç/yolculuk paylaşımı, bisiklet ve scooter paylaşımı, taksi ve araç kiralama hizmetlerini entegre eden bir platformdur (Şekil 1). A noktasından B noktasına, bahsi geçen ulaşım modlarının çeşitli kombinasyonlarıyla seyahat planlanabiliyor ve rezervasyon yapılabiliyor. Navigasyon olarak da kullanılabilen sistemde ödeme işlemleri dijital bir şekilde gerçekleştirilebiliyor (Şekil 2). Bu sayede kentsel mobilitede özel taşıta olan bağımlılığın da azalacağı öngörülüyor.
Şekil 2: MaaS platformunda entegre edilen ulaşım modları
MaaS Neleri Değiştiriyor?
Seyahat Planlama
Günümüzde halihazırda navigasyon hizmeti veren, bunda da özel taşıt, toplu taşıma ve yürüme gibi farklı modları barındıran harita uygulamaları varken MaaS’ın ortaya koyduğu fark nedir? Şekil 3’te görüleceği üzere Google Maps ve benzeri harita uygulamaları, bulunduğu bölgeye bağlı olarak farklı seyahat planlama seçenekleri sunuyor. İstanbul’da yapılan örnek bir aramada toplu taşımada yerel yönetimin sunduğu toplu taşıma modları yer alırken paylaşımlı bisiklet ya da scooter seçenekleri bulunmuyor. Kentlere özel entegre MaaS çözümü tam da bu noktada devreye giriyor. Mobilite hizmeti sağlayan kamu ve özel sektör kuruluşlarının tamamı seyahat planlamada seçenek olarak sunuluyor.
Şekil 3: Google Maps ile yol tarifi
Ödeme Yöntemleri
Mevcut durumda kentlerdeki toplu taşıma, taksi, araç/yolculuk paylaşımı, bisiklet ve scooter paylaşımı gibi sistemleri için nakit, kartlı, elektronik ödeme seçenekleri ya da bunların kombinasyonu mümkün kılınıyor. Ancak araç/yolculuk paylaşımı için geçerli olan elektronik ödeme yöntemi bir başka sistem için geçerli olmayabiliyor. Öte yandan, kentsel toplu taşıma sistemlerinde geçerli olan kent kartları da bisiklet ve scooter paylaşımı sistemlerine henüz entegre edilmiş değil. Entegre MaaS platformu ise tüm bunları uygulamaya taşıyarak ortak bir ödeme sistemine dönüştürüyor (Şekil 4).
Veri Analizi
Mobil uygulama üzerinden yürütülen seyahat planlama, rezervasyon ve ödeme verileri, kentsel mobilite problemlerinin analizi için önemli bir hazineye dönüşüyor. Toplu taşıma mobil uygulamasıyla tanınan ve geçtiğimiz Mayıs ayında Intel tarafından 900 milyon Dolar bedelle satın alınan Moovit, kullanıcılara bilgi sağlamakla kalmıyor ve elde ettiği verileri işleyerek daha anlamlı analizlere dönüştürüyor. Anlık olarak elde edilen büyük veri, kentsel ulaşım planlamacılarının gelecekte daha detaylı analizler üzerinden kararlar almasına yardımcı olabilir.
Dünyadan Örnekler
MaaS uygulamalarının kullanıldığı dünya şehirleri arasında ilk olarak MaaS’ın doğduğu ülkenin başkenti Helsinki’yi anmak gerekir. Maas Global firmasının “Whim” uygulaması 2016 yılından beri farklı mobilite firmalarını bir araya getirerek Helsinkililere toplu taşıma, paylaşımlı bisiklet, paylaşımlı elektrikli scooter, taksi ve araç kiralama hizmetlerini farklı abonelik paketleriyle sunuyor. Aylık aboneliğin yanı sıra kullandığın kadar öde seçeneği de mevcut.
Şekil 4: Whim uygulamasına ait ekran görüntüsü
Son dönemde MaaS faaliyetlerinde aktif bir görüntü çizen diğer firma ise Trafi. 2019 yılında Berlin yerel yönetimiyle işbirliğine giderek “Jelbi” isimli MaaS uygulamasını kullanıma açan Trafi, 2020 yılı başında da Münih yerel yönetimiyle anlaştı ve “MVGO” isimli uygulamayı kullanıma açmayı planlıyor. 2020 Ağustos’unda Trafi tarafından Zürih, Bern ve Basel kentlerini içine alan ilk “bölgesel MaaS” uygulaması “yumuv” hayata geçti. Tüm bu uygulamalar toplu taşıma, araç/yolculuk paylaşımı, bisiklet ve scooter paylaşımı ile taksi hizmetlerinin çeşitli kombinasyonlarını içeriyor.
Şekil 5: Jelbi uygulamasına ait ekran görüntüsü
Intel tarafından satın alınan Moovit ile Cubic firmaları, 2020 Temmuz’unda ortak bir MaaS platformu geliştireceklerini duyurdu. MaaS dünyasında doğrudan kullanıcıya hitap eden (B2C) girişimlerin yanı sıra, şirketlere hitap eden (B2B) MaaS uygulamaları da bulunuyor. Şirketlerin kendi çalışanlarına MaaS hizmeti sağlamasına yarayan bu firmalar arasında Vaigo ve Skipr gösterilebilir. MaaS ekosistemindeki farklı paydaşların bir araya gelmesine olanak sağlayan iomob firması ise sektörün genişlemesine dair ipuçları veriyor.
Öte yandan MaaS uygulamalarına dair eleştirel görüşler de yer alıyor. David Zipper, Bloomberg CityLab’deki makalesinde MaaS uygulamalarının toplumda yeteri kadar popülarite kazanamadığını, MaaS firmalarının çok düşük mertebelerde karlar elde ettiğini vurguluyor. Bisiklet ve scooterlar için gerekli ulaşım altyapısı ve toplu taşımaya dair yatırım kararlarının yerel yönetimlerin elinde olmasının da MaaS firmalarının geniş kullanıcı kitlelerine yayılabilmeleri için bir sınırlayıcı bir etmen olduğunu öne sürüyor. iomob firmasının kurucu ortağı Boyd Cohen, MaaS ve otomobil sahipliğinin karşı karşıya getirilmesinin doğru olmadığını, özel taşıt ve diğer ulaşım modlarının seyahat planlamasında beraber kullanılabileceğini savunuyor.
Türkiye’de MaaS’ın Geleceği
Son dönemde ülkemizdeki büyük şehirlerde ortaya çıkan Martı, HOP, Palm, BinBin gibi scooter paylaşım sistemleri ile çoğunlukla yerel yönetimlerin sunduğu bisiklet paylaşım sistemleri yaygınlaşıyor. Bunların yanı sıra biTaksi, iTaksi gibi taksi hizmetleriyle beraber Moov, TikTak ve zipcar gibi araç kiralama uygulamaları kullanıma giriyor. Ülkemizdeki büyük şehirlerin çoğunda toplu taşıma sistemlerinde halihazırda İstanbulkart, Ankarakart gibi kartlı ödeme sistemleri yaygın ve uygulama üzerinden ödeme sistemleri de yavaş yavaş hayata geçiyor. Ortaya çıkan özel girişimlerle beraber yerel yönetimlerin bir araya geleceği ortak platformlar doğarsa yakın gelecekte Türkiye’de de MaaS uygulamalarını görmemiz mümkün. Maas Alliance gibi, Türkiye’de kurulacak ortak platforma mobilite ekosistemindeki firmaları olabildiğince katarak bir yol haritasının çizilmesi sektördeki tüm paydaşlar için faydalı olabilir.